Bağımlılık Danışmanlığı
Eskişehir Psyche Psikoloji KliniğiBağımlılık Nedir?
Bağımlılık bireyin bir ürünü kullanması ya da bir davranışı tekrarlama durumunda kontrol sağlayamaması ve bu durumun kişinin fiziksel, psikolojik ve sosyal yaşantısına zarar vermesine rağmen devam ettirmesidir. Bağımlılık, zararlı ürün kullanımından kaynaklanabileceği gibi (alkol, sigara, vb.), davranışsal boyutlarda da görülebilir. Örneğin internet, alışveriş, kişilerarası bağımlılık, yeme bağımlılığı vb. türlerde bulunmaktadır. Bağımlı birey, kullanımı azaltmak veya bırakmak istemesine rağmen bunu başaramamaktadır.
İnternet Bağımlılığı
İnternet bağımlılığı, teknolojik, davranışsal bir bağımlılıktır. İnternet kullanımının giderek artış gösterdiği ve kullanım isteğinin kontrol edilemediği durumlarda, internet bağımlılığı kavramından söz etmek mümkündür. İnternet bağımlılığı, bireylerin internet kullanımı olmaksızın geçirdikleri zamanı değersiz hissetmeleri, yoksunluk durumlarında huzursuzluk, öfke, saldırganlık gibi olumsuz duygusal tepkiler geliştirmeleri ve günlük işlevlerini yerine getirmekte güçlük yaşamaları ile karakterize edilmektedir. Bu durum, bireyin sosyal yaşamını, aile ilişkilerini ve akademik/mesleki performansını olumsuz etkileyebilmektedir.
İnternet bağımlılığı olan bireylerin haftalık kullanım süreleri 40 ila 80 saat arasında değişmekte olup, bu bireyler sıklıkla bilgisayar, tablet veya telefon gibi cihazların başından kalkamamaktadır. Bunun sonucunda, evden çıkamama, eğitim hayatını yarıda bırakma ya da tedaviye erişimde zorluk gibi ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir. Özellikle telefon ve tablet gibi cihazların aşırı kullanımı, sosyal etkileşim ve iletişimde azalmaya yol açmakta, bu durum bireylerin yaşam doyumlarını olumsuz yönde etkilemektedir.
İnternet bağımlılığını da içine alan bağımlılık tipleri için 7 temel özellik yer almaktadır. Bunlar şöyledir;
1) Günlük aktivitelerden geri çekilmek.
2) Tolerans problemleri.
3) Sorunlu ürün kullanımı ya da davranışı sürekli olarak gerçekleştirme düşüncesi.
4) Sorunlu davranışa ya da ürüne karşı gittikçe artan bir eğilim ve daha sık gerçekleştirme isteği.
5) Sorunlu ürüne ulaşmak ya da sorunlu davranışı daha çok gerçekleştirmek için daha fazla emek ve zaman harcamak.
6) Diğer profesyonel ya da sosyal yaşamına, hobilerine daha az zaman ayırmak veya ihmal etmek.
7) Çeşitli zihinsel sorunlar nedeni ile sürekli inkar etme yoluna gitmek.
İnternet Bağımlılığı Belirtileri
1) Bir internet programı, uygulaması veya oyunu ile meşgul olma (bu durumun gün içinde ciddi zaman alması).
2) İnternete kaynağına ulaşamadığında veya ulaşıp meşgul olduğunda geri çekilme sorunları gösterme.
3) Tolerans geliştirme; giderek artan zaman kullanılarak internet yolu ile ilgilenebilmek için yaratma / daha fazla zaman harcama.
4) İnternet kullanımına dair kontrol sağlanmasında başarısız olmak.
5) Olumsuz psikososyal sorunlara rağmen internet kullanımının artması/devam etmesi.
6) Aşırı internet kullanımı sebebi ile gerçek hayattaki eğlenceleri, hobileri ve ilgi alanlarını kaybetmek.
7) İnternet kullanımına karşı disforik duygudurum ve kaçınma davranışı göstermek.
8) Aile üyelerinin, psikoloğun ve diğerlerinin internet kullanımı ile ilgili bir yanılgı yaşadıklarını düşünmek.
9) Aşırı internet kullanımı nedeni ile önemli, kişilerarası ilişkiler, iş, eğitim, kariyer fırsatlarını kaçırmak veya kendini zor durumlara sokmak.
Psikologlar İnternet Bağımlılığında Nasıl Yardımcı Olur?
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Bilişsel Davranışçı Terapi, internet bağımlılığı tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yaklaşım, bireyin internet kullanımına yönelik işlevsiz düşünce ve inançlarını tanımlayarak, bunların yeniden yapılandırılmasını amaçlar.
Hedefler:
İnternet kullanımını tetikleyen düşüncelerin ve duygusal durumların fark edilmesi.
Sağlıklı başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi.
İnternet kullanımının sınırlandırılması için yapılandırılmış bir plan oluşturulması.
Yöntemler:
Günlük tutma ve zaman yönetimi çalışmaları.
Problem çözme becerilerinin geliştirilmesi.
İnternet dışında alternatif faaliyetlerin teşvik edilmesi.
2. Motivasyonel Görüşme
Bu yaklaşım, bireyin internet bağımlılığına yönelik farkındalığını artırmayı ve değişim için motivasyon geliştirmeyi hedefler. Kendi kendine zarar veren davranışların kabul edilmesi ve bireyin değişim sürecine aktif olarak katılması sağlanır.
Odak Noktaları:
Bireyin internet kullanımını bırakmak istemesinin nedenleri.
Değişim önündeki engellerin belirlenmesi ve bunlarla başa çıkma yollarının geliştirilmesi.
İnternet kullanımının bireyin değerleriyle çeliştiği noktaların fark edilmesi.
3. Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT)
ACT, bireyin internet bağımlılığı ile ilgili kaçınmacı tutumlarını azaltmayı ve mevcut durumunu kabul ederek sağlıklı davranışlar geliştirmesini teşvik eder.
Yöntemler:
Farkındalık (mindfulness) çalışmaları.
Bireyin uzun vadeli hedeflerine uygun davranışları benimsemesi.
Bağımlılık döngüsünden çıkmak için psikolojik esnekliğin artırılması.
5. Aile Terapisi
Özellikle ergen bireylerde internet bağımlılığı tedavisinde aile desteği büyük önem taşır. Aile terapisi, aile üyelerinin bağımlılık sürecindeki rolleri ve bireye nasıl destek olabilecekleri konusunda rehberlik sağlar. Aile içi iletişim ve etkileşim iyileştirilerek tedavinin başarısı artırılabilir.
6. Farmakoterapi (Gerektiğinde)
Psikoterapi ile birlikte, eğer bireyde depresyon, anksiyete ya da dikkat eksikliği gibi eşlik eden psikiyatrik durumlar mevcutsa, psikiyatrist tarafından farmakolojik tedavi uygulanabilir. Ancak, farmakoterapi genellikle destekleyici bir yöntem olarak kullanılmakta ve temel tedavi psikoterapiye dayanmaktadır.
İnternet bağımlılığı tedavisinde bireyin ihtiyaçlarına uygun bir terapi yaklaşımının belirlenmesi kritik öneme sahiptir. Psikoterapi, bireylerin bağımlılığın üstesinden gelmelerine ve daha dengeli bir yaşam tarzı benimsemelerine yardımcı olmaktadır. Tedavi sürecinde bireyin kendine olan güvenini artırmak, sağlıklı alışkanlıklar kazandırmak ve yaşam doyumunu yükseltmek temel hedeflerdir. İnternet bağımlılığı ile ilgili daha fazla bilgi almak için iletişim adreslerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.
Yeme Bağımlılığı
Yemek yeme biyolojik ihtiyaçlarımızın başında gelmektedir. Hayatta kalabilmek için yemek zorundayız. Yaşam içerisinde fizyolojik ihtiyaçlarımızın karşılanabilmesi için besinlere ihtiyacımız vardır. Besinler en iyi bilinen doğal ödüllerdir ve limbik sistemde yer alan ödül merkezini etkinleştirmektedir. Yaşamsal olan doğal ödüller yemek, içmek ve sosyal ilişkiler olarak tanımlanmaktadır. Bir tür davranışsal bağımlılık adayı olarak tanımlanan 'yemek bağımlılığı' günümüzde en önemli kavramlardan biri olmaktadır. Çünkü aynen bağımlılık yapıcı maddeler gibi bazı yiyecekler de beyinde ödül merkezini uyarmaktadır.
Yeme bağımlılığı, bireyin fiziksel açlık dışında duygusal veya psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak için yemek yeme davranışını kontrol edememesiyle karakterize edilen bir durumdur. Bu bağımlılık genellikle yüksek kalorili, şekerli veya yağlı yiyeceklerin aşırı tüketimiyle kendini gösterir. Yeme bağımlılığı, bireyin fiziksel sağlığını (obezite, diyabet, kardiyovasküler sorunlar) ve psikolojik sağlığını (depresyon, anksiyete, düşük özsaygı) olumsuz etkileyebilmektedir.
Yeme Bağımlılığının Nedenleri
Yeme bağımlılığının, genellikle yasaklı besinler ve diyetlerle başlayan kısır bir döngü olduğu düşünülmektedir. Yeme davranışları, bireyde yoksunluk belirtilerine benzeyen belirtilere yol açmaktadır. Özellikle diyetlerde kısıtlanmış ve yüksek kalorili besinlerin bir yandan da reklam sektöründe oldukça cazip şekillerde sunulması kişinin bu yoksunluk hissini tetiklemektedir. Literatürde yeme bağımlığının nedenlerini 3 ayrı kategoride ele alınmıştır.
- Biyolojik Faktörler
Beyindeki ödül sistemiyle ilişkili dopamin seviyelerinin etkisi.
Genetik yatkınlık.
Hormonal düzensizlikler (örneğin, leptin ve ghrelin hormonları).
- Psikolojik Faktörler
Stres, depresyon, kaygı gibi duygusal sorunlarla baş etme mekanizması olarak yemek yeme.
Düşük özsaygı ve beden algısı bozuklukları..
Travmatik deneyim, yaşantılar ve çocukluk dönemi deneyimleri.
- Çevresel Faktörler
Kolay erişilebilir ve yoğun pazarlanan sağlıksız gıdalar.
Sağlıksız yeme alışkanlıklarının öğrenilmesi.
Yeme Bağımlılığı Belirtileri
Bireyin besini aldığı ilk anda hissettiği etki ve duyguyu zamanla aynı düzeyde hissetmek istemesi ve bu yüzden daha fazla miktarda yiyeceğe ihtiyaç duyması (Tolerans gelişimi).
Besinlerin alımının kısıtlanmasıyla fizyolojik/psikolojik yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaktadır. Birey yoksunluk belirtilerini engellemek ve giderebilmek için yemeye/besine ihtiyaç duyar (Geri çekilme).
Besin maddelerinin tüketiminin kısıtlanmasında başarılı olamamak.
Zihnin ve düşüncelerin devamlı istenen yiyecek ile meşgul olması.
Besin tüketiminin sonunda sosyal, mesleki, eğlenceli ortamların terk edilmesi
Besin tüketimi sonrasında gelişen fizyolojik, psikolojik sorunlar nedeniyle günlük yaşamlarında zorluklar yaşamalarına rağmen bu davranış örüntülerinin sürdürülmesi.
Psikologlar Yeme Bağımlılığında Nasıl Yardımcı Olur?
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Yeme bağımlılığı tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir.
Hedefler:
İşlevsiz düşünce ve inanç kalıplarını tanımlamak ve değiştirmek.
Yemek yeme davranışını tetikleyen duygusal durumların farkına varmak.
Sağlıklı yeme alışkanlıkları geliştirmek.
Yeme bağımlılığının tedavisindeki en önemli hedef, yemek bağımlılığı davranışını besinden bağımsız bir duruma getirmektir.
Yöntemler:
Yeme günlüğü tutma.
Tetikleyici durumlarla başa çıkma stratejileri geliştirme.
Alternatif ödül mekanizmaları oluşturma.
- Duygu Odaklı Terapi
Bireyin yeme bağımlılığına neden olan duygusal ihtiyaçları belirlemeyi ve bu duygularla sağlıklı bir şekilde başa çıkmayı hedefler.
Stres ve olumsuz duygulara yönelik farkındalık çalışmaları içerir.
- Motivasyonel Görüşme
Değişim motivasyonunu arttırmaya odaklanır.
Bireyin yeme bağımlılığına yönelik tutumlarını sorgulaması ve değiştirmesi konusunda yardımcı olur.
- Mindfulness (Farkındalık) Temelli Yaklaşımlar
Yemek yeme davranışı sırasında farkındalık geliştirmeye odaklanır.
Amaçlar:
Yeme dürtülerini kontrol altına almak.
Yemeği fiziksel açlık yerine duygusal ihtiyaçları karşılamak için kullanma alışkanlığını azaltmak.
- Aile Terapisi
Özellikle çocuk ve ergenlerde yeme bağımlılığı tedavisinde önemlidir.
Aile içi yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve bireye destek sağlanması hedeflenir.
- Farmakoterapi (Gerektiğinde)
Şiddetli vakalarda, eşlik eden psikiyatrik bozuklukların (depresyon, anksiyete) varlığı durumunda farmakolojik destek gerekebilir. Ancak, ilaç tedavisi genellikle psikoterapiye ek olarak uygulanır. Bu durumlarda psikiyatriye yönlendirilir.
Tedavi Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kapsamlı Değerlendirme: Yeme bağımlılığının altında yatan biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi önemlidir.
Beslenme Danışmanlığı: Psikoterapinin yanı sıra diyetisyen desteği ile sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması tedavi sürecini destekler.
Uzun Vadeli Yaklaşım: Yeme bağımlılığı tedavisinde kalıcı sonuçlar elde etmek için bireyin yaşam tarzında uzun vadeli değişiklikler yapması gereklidir.
Yeme bağımlılığı, yalnızca bireyin fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal yaşamını da olumsuz etkileyen karmaşık bir durumdur. Psikoterapi yöntemleri, bireyin bu bağımlılıkla başa çıkma becerilerini geliştirmesine ve sağlıklı bir yaşam tarzına geçiş yapmasına yardımcı olur. Tedavi sürecinde bireyin motivasyonu ve destek merkezlerinin etkin kullanımı, başarı oranını artıran kritik bir faktördür. Yeme bağımlılığı ile ilgili daha fazla bilgi almak için iletişim adreslerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.
Kişilerarası İlişkilerde Bağımlılık
Kişilerarası ilişkilerde bağımlılık, bireyin bir ilişkiye/kişiye aşırı derecede bağlanması ve bu ilişkiden ayrılma düşüncesine dayanamayacak kadar yoğun bir duygusal ihtiyaç hissetmesi durumudur. Bu bağımlılık, romantik ilişkilerde, arkadaşlık bağlarında veya aile içindeki ilişkilerde görülebilir. Birey, ilişkiyi sürdürmek adına kendi özel ihtiyaçlarını, değerlerini ve sınırlarını ihmal edebilmektedir. Kişilerarası ilişkiler, insan hayatında önemli bir yere sahiptir. Kişilerarası ilişkilerdeki olumlu/olumsuz süreçler bireylerin fiziksel, psikolojisini, yasam doyumunu ve iyi olma halini önemli derecede etkilemektedir. Kişilerarası ilişkilerin bir kısmı, empati, anlayış, açıklık ve yapıcı konuşmayı da içine alan, kişiyi besleyen ilişkilerken, bir kısmı da sağlıklı bir ilişkiyi sürdürmenin zorlaştığı ve zarar vermeye başladığı bir ilişki tarzıdır. Bu ilişkilerde, bireyi küçümseme, aşağılama, kabul etmeme, korkutma, alay etme ve öfkelenebilme gibi durumlar söz konusu olmaktadır. Bu ilişki, çatışmaya zemin hazırlamakta bireylerin yaşam kalitesini ve doyumunu negatif anlamda etkilemektedir. Yapılan çalışmalar, olumsuz ilişki tarzlarının depresyon, öfke, kaygı bozuklukları, psikosomatik rahatsızlıkla ile ilişkilendirildiğini göstermektedir. Kişilerarası ilişkilerde bağımlılık, bir bireyin diğerine güvenecek kadar öz kimliğini küçümsemesi, kendini ihmal etmesi, diğerlerine odaklı davranışlar geliştirmesi durumu olarak açıklanabilmetedir.
İlişki bağımlılığı olan birey, ilişki içerisinde “bakım veren, kurtarıcı, süper kahraman" rollerinde olup ilişki kurduğu kişinin her türden ihtiyaçlarını karşılayan fakat kendi ihtiyaçlarını ve kendini ihmal eder duruma gelmektedir. İlişki bağımlılığının, patolojik ilişki, davranış bozukluğu, kişilik bozukluğu, ilerleyici bir hastalık veya manevi boşluk gibi farklı şekillerde tanımı bulunmaktadır. İlişki bağımlılığı, öğrenilmiş bir davranış kalıbıdır ve bireylere bağımlılıkla karakterizedir. İlişki bağımlılığında birey kendi benliğini küçümseme, gereksinimlerine karşı kayıtsız kalma, takıntı haline getirdiği alışkanlıklar, ürün bağımlılığı, benliğine yabancılaşmaya yol açan rahatsızlıklar ve utanç duygusu ile yansıtılan olumsuz bir benlik yapısı vardır. İlişki bağımlılığında birey, başkaları tarafından sevilmek ve kabul edilmek için kendi değerlerini, ihtiyaçlarını, duygularını, düşüncelerini saklama ve diğerlerine göre yaşama söz konusu olmaktadır. Bu bireylerde takıntılı alışkanlıklar, ürün bağımlılığı, yalnızlaşma ve kendinden utanmaya varan hatalı benlik algısı bulunmaktadır. Bireydeki ilişki bağımlılığının derecesi, çocukluktaki karşılanmamış ihtiyaçların yoğunluğuyla doğrudan ilişkilidir
Kişilerarası İlişkilerde Bağımlılık Belirtileri
Aşırı Bağlılık: Bir kişiye duygusal olarak aşırı derecede bağlı hissetme ve bağımsız hareket edememe.
Terk Edilme Korkusu: İlişkinin sona ermesi veya partnerin uzaklaşması korkusuyla sürekli kaygı duyma.
Kendi İhtiyaçlarını İhmal Etme: Karşı tarafı memnun etmek için bireysel ihtiyaçları ve istekleri görmezden gelme.
Duygusal Dengesizlik: İlişkide meydana gelen küçük değişikliklerin bile büyük duygusal krizlere yol açması.
Bağımsızlık Kaybı: Kendi kararlarını alamama ve sürekli destek veya onay bek
Bağımlı ilişkilerin gelişiminde 5 aşama bulunmaktadır. Bunlar aynı zamanda kişilerarası ilişkilerde bağımlılık belirtileri taşımaktadır.
- Başlangıç Aşaması
Ailede işlev bozukluğu geliştiğinde başlar.
Başkalarına bakım verme ve onlarla ilgilenme ile öğrenilir.
Kişiler, yerler ve durumlarla takıntılı bir biçimde uğraşılır.
Çok hızlı biçimde nasıl hayatta kalınacağı öğrenilir.
Kurtarıcı ve bakıcı rolü üstlenilir.
2. Korku ve kontrol Aşaması
Kişi her şeyi ve herkesi kontrol etmek için yoğun bir istek duyar.
Depresyona yol açabilecek ve kontrol edilemeyen şeyleri kontrol etmeye çalışır.
Terk edilme, yalnızlık ve reddedilme korkusu yaşar.
Ona bağımlı olan kişinin alkol kullanımını, yemek yemesini, çalışma ve oyun oynama davranışlarını tehlikeli bulur.
Kızgın ve memnuniyetsiz hale gelir.
3.Takıntı Aşaması
Takıntı, kişinin sürekli olarak o duygu durum ya da davranışa odaklanmasıdır. Takıntı aşamasını yaşayan bireyler aşağıdaki şekilde etkilenirler;
Kendini yargılar, suçluluk ve utanç duyar.
Başarılar, amaçlar ve yapılması gerekenler konusunda takıntılı olur.
Sosyal yaşamı etkilenir.
Kaygı seviyesi artar.
Sıklıkla sorunlardan ve bulunduğu şehirden uzaklaşma isteği duyarlar.
4.Duyguların dondurulması Aşaması
Duyguların dondurulması aşaması, kişinin duygularıyla artık baş edemediğini gösteren aşamadır ve aşağıdaki duygusal tepkiler gösterilmektedir;
Duygusal sıkıntıdan kurtulmak için duygularını bastırır.
Kendisi ve duyguları hakkında suçluluk duyar ve dürüst hissetmez.
Ezilmişlik duygusunu kontrol etme ihtiyacından bunalmış hale gelir.
Neşe, ümit ve doğallığa veda eder.
Duygularından tamamen kopar.
Bıkkın olmaktan usanır
İnkâr etmenin işe yaramadığı bir hale gelir.
5.Çaresizlik ve Tıkanma Aşaması
Kişi fiziksel, mental ve ruhsal olarak her şeyi kendi haline bırakır.
Kendine zarar veren karışık davranışlar sergilerler.
Gündelik yaşamda başa çıkamama problemi yaşalar ve ümitsiz hisseder.
Stresin sebep olduğu baş ağrısı, boyun ağrısı sırt ağrısı, ülser, kolit ve vb. gibi fiziksel sorular yasamaya baslar.
Kontrolü kaybederler.
Yaşamda dibe vurma duygusu ve düşüncesi içine girerler.
Kişilerarası İlişkilerde Bağımlılık Nedenleri
- Psikolojik Faktörler
- Bağlanma Stili: Çocukluk döneminde güvenli bağlanma geliştiremeyen bireyler, yetişkinlikte kişilerarası bağımlılık eğilimi gösterebilir.
- Düşük Özsaygı: Kendine değer vermeyen bireyler, başkalarından onay alarak kendilerini önemli hissetmeye çalışabilir.
- Duygusal İhmal: Çocuklukta sevgi, ilgi veya bakım eksikliği yaşayan bireyler, yetişkinlikte bu eksikliği telafi etmek için ilişkilerde aşırı bağımlılık geliştirebilir.
- Çevresel ve Sosyal Faktörler
- Toplumun, özellikle romantik ilişkilerde bağlılığı yücelten ve bireyselliği arka plana atan normları.
- Sosyal çevreden gelen yalnız kalma korkusunu besleyen mesajlar.
- Biyolojik Faktörler
- Beyindeki ödül sistemiyle ilişkili dopamin salınımının, ilişkilerde bağımlılığı tetikleyebileceği düşünülmektedir.
Psikologlar Kişilerarası İlişkilerde Bağımlılık Konusunda Nasıl Yardımcı olur?
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Bireyin ilişkiler hakkındaki işlevsiz inançlarını ve düşüncelerini değiştirmeye odaklanır.
- Hedefler:
- Kendi ihtiyaçlarını ve değerlerini fark etme.
- Sağlıklı sınırlar koyma becerisi geliştirme.
- Terk edilme korkusunu ve bağımlılığı tetikleyen düşünce kalıplarını yeniden yapılandırma.
- Bağlanma Temelli Terapiler
- Çocukluk döneminde gelişen bağlanma sorunlarına odaklanır.
- Güvensiz bağlanma stilini fark ederek bireyin ilişkilerinde güvenli bağlanma geliştirmesi sağlanır.
- Duygu Odaklı Terapi (EFT)
- Duygusal ihtiyaçları ve ilişkideki duygusal bağlanma dinamiklerini ele alır.
- Bireyin ilişkide yaşadığı duygusal bağımlılık sorunlarını anlamasına ve bu döngüleri kırmasına yardımcı olur.
- Şema Terapisi
- Bireyin kişilerarası bağımlılık davranışlarına yol açan erken dönem şemalarını (örneğin, terk edilme, yetersizlik) hedef alır.
- Bu şemaların yeniden yapılandırılması ile sağlıklı ilişkiler geliştirilir.
- Mindfulness (Farkındalık) Temelli Terapiler
- Kişinin ilişki içerisindeki duygularını ve bağımlılık davranışlarını fark etmesini sağlar.
- Duygusal düzenleme becerilerini artırarak bireyin bağımsızlık geliştirmesine yardımcı olur.
Kişilerarası ilişkilerde bağımlılık, bireyin hem kendisini hem de ilişkilerini olumsuz etkileyebilen bir durumdur. Psikoterapi, bireyin sağlıklı bağlanma, bağımsızlık ve özsaygı geliştirmesine yardımcı olur. Tedavi sürecinde bireyin ilişkilere dair daha gerçekçi ve sağlıklı bir bakış açısı kazanması, hem kişisel hem de sosyal yaşamında önemli bir iyileşme sağlar. Kişilerarası ilişkilerde bağımlılık ile ilgili daha fazla bilgi almak için iletişim adreslerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.
Alışveriş Bağımlılığı
Alışveriş bağımlılığı, bireyin kontrolsüz bir şekilde alışveriş yapma dürtüsü hissettiği, bu davranışın kişisel, sosyal ve finansal sorunlara yol açmasına rağmen devam ettiği bir dürtü kontrol bozukluğudur. Diğer bağımlılıklar gibi alışveriş bağımlılığı da kısa vadeli rahatlama veya keyif sağlasa da uzun vadede suçluluk, pişmanlık ve stres gibi olumsuz duygulara neden olabilmektedir. Alışveriş bağımlılığında satın alınan üründen çok satın almanın verdiği haz ön plana çıkmaktadır. Bireylerin bir ürünü satın almak için birçok motivasyon kaynakları bulunmaktadır. Günümüzde gereksinim olan ürünleri almanın aksine zamanın modasına ayak uydurma, popüler olma ve taklit etme gibi farklı amaçlar için de alışveriş yapılmaktadır. İnternetten alışveriş yapmak günümüz teknolojisinde neredeyse bir zorunluluk haline gelmeye başlasa da bazı bireyler için ödüllendirici bir boş zaman aktivitesi ve eğlence biçimi olarak değerlendirilmektedir. Alışveriş bağımlılığı negatif olaylara ve duygulara birincil yanıt haline gelen ve tekrarlayan bir satın alma durumudur. Satın almak istenen ürüne karşı şiddetli bir istek ve geri çekilmeye eşdeğer belirtiler içerebilir. Alışveriş bağımlılığı, aşırı alışveriş düşünceleri ve sıkıntıya veya bozulmaya yol açan satın alma davranışı ile karakterizedir.
Alışveriş Bağımlılığının Nedenleri
Alışveriş nedenlerine baktığımızda birçok neden bulunmaktadır. Bunlardan bazıları;
- Psikolojik Faktörler
Depresyon, kaygı, stres,endişe gibi olumsuz duygularla başa çıkma mekanizması olarak alışveriş.
Öz benlik saygısında azalma ve kendini değerli hissetme ihtiyacı.
İmpulsivite ve dürtü kontrol bozuklukları (Plansız satın alma eylemleri).
Zorlayıcı biriktirme dürtüleri
- Sosyal ve Çevresel Faktörler
Reklamlar ve sosyal medyanın tüketim teşvik edici etkisi.
Kültürel olarak alışverişin ödüllendirici bir davranış olarak görülmesi.
Sosyal statü beklentisi.
Günümüzde artan internet kullanımı
- Biyolojik Faktörler
Beyindeki dopamin sistemiyle ilişkili olarak alışverişin kısa vadeli bir "ödül" hissi yaratması.
Genetik yatkınlık veya nörolojik bozukluklar.
Cinsiyet farklılıkları.
Alışveriş Bağımlılığı Belirtileri
1. Kontrol Kaybı
Planlanandan fazla harcama yapma.
İhtiyaç dışı, gereksiz ürünler satın alma.
Alışverişi durdurma girişimlerinin başarısız olması.
2. Duygusal Bağımlılık
Alışverişi, stres, sıkıntı, depresyon veya yalnızlık gibi olumsuz duyguları yatıştırma aracı olarak kullanma.
Alışveriş yaptıktan sonra geçici bir rahatlama veya mutluluk hissetme, ancak ardından suçluluk veya pişmanlık yaşama.
3. Aşırı Zaman ve Enerji Ayırma
Alışveriş sitelerinde veya mağazalarda uzun süre vakit geçirme.
Sürekli olarak promosyonları ve indirimleri takip etme.
Alışveriş düşüncesinin günlük yaşamı meşgul etmesi.
4. Sosyal ve Finansal Sorunlar
Alışveriş yüzünden maddi sıkıntılar yaşama, borçlanma veya birikim yapamama.
Aile, arkadaşlar veya partnerle alışveriş nedeniyle tartışmalar yaşama.
Sosyal çevreden uzaklaşma veya alışverişi gizleme çabası.
5. Yoksunluk Belirtileri
Alışveriş yapamadığında huzursuzluk, gerginlik veya eksiklik hissi.
Alışveriş dürtüsünü tatmin edemediğinde öfke veya hayal kırıklığı yaşama.
6. İşlev Kaybı
Günlük yaşamın diğer sorumluluklarını (iş, eğitim, ev işleri) ihmal etme.
Alışveriş yapmayı, temel ihtiyaçlardan veya ilişkilerden daha öncelikli hale getirme.
7. Dürtüsel Davranışlar
Ani, düşünmeden yapılan alışveriş kararları.
Satın alınan ürünlerin çoğunu hiç kullanmama veya iade etmeme.
İhtiyaç olmayan, yalnızca "alışveriş yapmış olmak için" ürün satın alma.
Psikologlar Alışveriş Bağımlılığında Nasıl Yardımcı Olur?
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
- Bireyin ilişkiler hakkındaki işlevsiz inançlarını ve düşüncelerini değiştirmeye odaklanır.
- Hedefler:
- Kendi ihtiyaçlarını ve değerlerini fark etme.
- Sağlıklı sınırlar koyma becerisi geliştirme.
- Terk edilme korkusunu ve bağımlılığı tetikleyen düşünce kalıplarını yeniden yapılandırma.
Bağlanma Temelli Terapiler
- Çocukluk döneminde gelişen bağlanma sorunlarına odaklanır.
- Güvensiz bağlanma stilini fark ederek bireyin ilişkilerinde güvenli bağlanma geliştirmesi sağlanır.
Duygu Odaklı Terapi (EFT)
- Duygusal ihtiyaçları ve ilişkideki duygusal bağlanma dinamiklerini ele alır.
- Bireyin ilişkide yaşadığı duygusal bağımlılık sorunlarını anlamasına ve bu döngüleri kırmasına yardımcı olur.
Şema Terapisi
- Bireyin kişilerarası bağımlılık davranışlarına yol açan erken dönem şemalarını (örneğin, terk edilme, yetersizlik) hedef alır.
- Bu şemaların yeniden yapılandırılması ile sağlıklı ilişkiler geliştirilir.
Mindfulness (Farkındalık) Temelli Terapiler
- Kişinin ilişki içerisindeki duygularını ve bağımlılık davranışlarını fark etmesini sağlar.
- Duygusal düzenleme becerilerini artırarak bireyin bağımsızlık geliştirmesine yardımcı olur.
Alışveriş bağımlılığı, bireyin yaşam kalitesini, sosyal ilişkilerini, maddi durumlarını olumsuz etkiliyorsa, alışveriş bağımlılığı söz konusu olabilir. Terapiye erken başvurmak, bağımlılık döngüsünü kırmak ve daha sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek için önemlidir. Alışveriş bağımlılığıyla ilgili daha detaylı bilgi almak için iletişim adreslerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.